Antik Mısır’ın kayıp ritüeli ortaya çıktı: Tutankamon'un mezarındaki 3 bin 300 yıllık sessizlik bozuldu!

Yale Üniversitesi’nden bilim insanları, Tutankamon’un mezarında yıllardır göz ardı edilen objelerin ardındaki gizemi son teknolojiyle çözdü. 3.300 yıl öncesine ait dini ritüelleri ortaya çıkaran çalışma, antik dünyanın sırlarını yapay zekâ ve 3D tarama gibi modern yöntemlerle yeniden yazıyor.

Mısır’ın Krallar Vadisi’nde 1922’de keşfedilen Tutankamon’un mezarı, yalnızca altın maskesiyle değil, içinde barındırdığı gizemlerle de yıllardır arkeologların ilgisini çekiyor. Ancak Yale Üniversitesi’nden Dr. Nicholas Brown’ın son araştırması, bugüne kadar göz ardı edilen detaylara yepyeni bir ışık tuttu. Bu çalışmanın farkı, geleneksel arkeolojik yöntemlerin yanı sıra son teknoloji görüntüleme sistemleri ve dijital analiz araçlarının kullanılmasıyla ortaya çıkıyor.

RİTÜEL PARÇALARI GÜNYÜZÜNE ÇIKTI

El Pais'te yer alan habere göre Brown ve ekibi, Tutankamon’un mezarında daha önce “basit eşya” olarak sınıflandırılan kil tepsiler ve ahşap asaları detaylı bir şekilde inceledi. Yapılan 3D taramalar ve maddesel analizler, bu objelerin aslında karmaşık bir dini ritüelin parçaları olduğunu ortaya koydu. Uzmanlara göre, kil tepsiler Nil Nehri’nin kutsal suyuyla yapılan sunular için hazırlanmışken, ahşap asalar yeraltı tanrısı Osiris’in ölüm ve yeniden doğuş mitini temsil ediyor. Bu da mezarda, firavunun ölümden sonra ruhsal olarak “uyanmasını” sağlayacak geleneksel bir Osiris ritüelinin uygulandığını gösteriyor.

GİZLİ MESAJLAR İÇERİYOR

Bu bulgular yalnızca dini anlam taşımıyor; aynı zamanda antik Mısır’daki teknoloji ve zanaatkârlığın ulaştığı seviyeyi de gözler önüne seriyor. Ahşap işçiliği, kilin işlenişi ve objelerin dizilimi, dönemin dini kodlarını çözmeye çalışan bilim insanları için önemli ipuçları sunuyor. Brown’un çalışması sayesinde, yüz yılı aşkın süredir ziyaretçileri büyüleyen mezarın aslında bugüne kadar pek çok mesajı sakladığı anlaşılıyor.

ARKEOLOJİK BİR DÖNÜM NOKTASI

Öte yandan, araştırma Tutankamon’un babası Akhenaten’in dayattığı tek tanrılı inanç sistemi olan Atenizm’den uzaklaşılıp, geleneksel çok tanrılı dine, özellikle Osiris inancına, bir geri dönüş çabasını da ortaya koyuyor. Bu yönüyle çalışma, hem arkeoloji hem de tarihsel dönüşüm açısından dikkat çekici. Dr. Brown, araştırmasının sonuçlarını paylaşırken teknolojinin arkeolojiye nasıl katkı sunduğunu da vurgulayarak "Yıllar boyunca bu nesneler hakkında pek çok teori ortaya atıldı. Ancak modern görüntüleme sistemleri sayesinde onları adeta ‘yeniden konuşturabildik’. Tarihsel veriyle teknolojiyi buluşturduğunuzda, geçmişin kodlarını çözmek mümkün oluyor" dedi.

YAPAY ZEKÂ BİLİNMEYENE IŞIK TUTUYOR

Tutankamon’un mezarı, bugüne dek daha çok göz kamaştırıcı hazineleriyle tanındı. Ancak bu araştırma gösteriyor ki; bazen en değerli bilgiler, gözle görülenden çok daha derinlerde gizleniyor. Ve bu bilgileri gün yüzüne çıkaran şey, artık sadece kazma ve fırça değil, yapay zekâ destekli analizler, spektral görüntüleme sistemleri ve dijital haritalama teknolojileri.